yıkatmak

listen to the pronunciation of yıkatmak
التركية - الإنجليزية
to have (someone) wash, bathe, or Brit. bath (someone, something); to have (someone) lave or launder (something)
to have (someone) develop (film)
have washed
yıka
{f} washing

That shirt is very dirty. It needs washing before you go to school. - O gömlek çok kirli. Okula gitmeden önce yıkanılması gerek.

Can you help me with the washing up? - Bulaşık yıkamada bana yardımcı olabilir misin?

yıka
lave
yıka
{f} washed

He got his car washed at the filling station. - O, dolum istasyonunda arabasını yıkattı.

I was just wondering how much it would cost to have my car washed and waxed. - Ben sadece arabamı yıkatmanın ve cilalatmanın kaça mal olacağını merak ediyordum.

yıka
{f} wash

Can you help me wash these dishes? - Bu bulaşıkları yıkamama yardımcı olabilir misin?

We'll go wash ourselves in the river tomorrow. - Yarın nehirde yıkanmaya gideceğiz.

saçımı yıkatmak istiyorum
I would like to have my hair washed
saçımı yıkatmak istiyorum
I would like to have a shampoo
التركية - التركية
Yıkamak işini yaptırmak
yıkatma
Yıkatmak işi