Zürafa yüzemez çünkü ağırlık merkezi çok yukarıda olduğundan baş aşağı döner.
 - The giraffe cannot swim because its centre of gravity is so high that it would topple over.
Tom yukarıdan geçen bir helikopter duydu.
 - Tom heard a helicopter overhead.
Tom şapkasını gözlerinin üzerine aşağıya indirdi.
 - Tom pulled his cap down over his eyes.
Her şey bitmiş sayılmaz.
 - It ain't over till it's over.
Henüz her şey bitmiş sayılmaz.
 - It ain't over till the fat lady sings.
Oğlunun ölümü üzerine ağladı.
 - She wept over her son's death.
Helen'in forumu bir veya iki fırın eldiveni kullanılıp kullanılmayacağı üzerine uzlaşmaz bir bölünme yaşadı.
 - Helen's forum experienced an irreconcilable schism over whether to use one or two oven mitts.
Çok fazla balık avı dolayısıyla, bazı balık stokları şimdi tehlikeli derecede düşük seviyelerde.
 - Due to overfishing, some fish stocks are now at perilously low levels.
Şeylerin üzerinde çok dikkatlice düşünmeyi seven tipim.
 - I'm the type who likes to think things over very carefully.
Nalokson morfin türevi ilaçların aşırı dozunun etkilerini tersine çevirebilen hayat kurtarıcı bir ilaçtır.
 - Naloxone is a life-saving drug that can reverse the effects of an opioid overdose.
Tom şimdi baştan başa sözleşmeyi okuyor.
 - Tom is reading over the contract right now.
300'ü geçkin insan tutuklandı.
 - Over 300 people were arrested.
Over meatloaf and mashed potatoes (being careful not to talk with his mouth full), Stanley told about his adventure.