Tom sörf yapmaya düşkündür.
 - Tom is keen on surfing.
Christopher Columbus Pirate Bay'ın sularından zevk aldı ve oraya sık sık sörf yapmaya giderdi.
 - Christopher Columbus enjoyed the torrents of Pirate Bay and would often go surfing there.
Yüzerek ve sörf yaparak eğlendin mi?
 - Did you have a good time swimming and surfing?
Bu plaj sörfçüler için bir cennet.
 - This beach is a paradise for surfers.
Sörf yapmaktan hoşlanmam.
 - I don't like surfing.