Kısa sürede yaşam tarzına alıştı.
- She soon adjusted to his way of life.
Bu Amerikan yaşam tarzıdır.
- This is the American way of life.
Yaşam tarzını değiştirmesi gerektiğini düşünüyorum.
- I think he needs to alter his lifestyle.
Yaşam tarzınıza dikkatle bir göz atın.
- Take a fresh look at your lifestyle.
Alışılmadık bir yaşam biçimini benimsedi.
- He adopted an unconventional lifestyle.
Onların yaşam biçimi bizimkinden farklı.
- Their lifestyle is different from ours.
Kişinin yaşam tarzı, büyük ölçüde para ile belirlenir.
- One's lifestyle is largely determined by money.
Yaşam tarzını değiştirmesi gerektiğini düşünüyorum.
- I think he needs to alter his lifestyle.
... going to mean a whole different way of life for people who counted on the insurance plan ...