viyola

listen to the pronunciation of viyola
التركية - الإنجليزية
viola

Tom knows how to play the viola. - Tom Viyolayı nasıl çalacağını biliyor.

This isn't a violin. It's a viola. - Bu bir keman değil. O bir viyola.

mus. viola
(Muzik) viol

Tom plays the viola much better than Mary. - Tom viyolayı Mary'den çok daha iyi çalar.

He has two daughters, one is a pianist and the other is a violist. - Onun biri piyanist ve diğeri bir viyolacı olan iki kızı vardır.

التركية - التركية
Kemana benzer, kemandan büyük bir çalgı, alto