vernünftig

listen to the pronunciation of vernünftig
ألمانية - التركية
akıllı, mantıklı; makul, akla yatkın; anlayışlı, izanlı
{fer'nünftih} e akıllı; makul, akla yatkın
aklı başında
akla uygun
makule
mantıklı olarak
makul

Makul olmaya çalıştım. - Ich habe versucht, vernünftig zu sein.

Makul bir öneriyle gelsen, kabul ederdim. - Wenn du mit einem vernünftigen Angebot kämest, würde ich mein Einverständnis schon geben.

الإنجليزية - التركية

تعريف vernünftig في الإنجليزية التركية القاموس.

pragmatic
pragmatik

Tom çok daha pragmatikti. - Tom was much more pragmatic.

Bana pragmatik olduğum söylendi, ve öyleyim. - I have been told that I am pragmatic, and I am.

pragmatic
sebep ile sonuç arasındaki bağlantıyı araştıran çalışma ile ilgili
judiciously
mantıklı bir şekilde

Önemli olan oylarını mantıklı bir şekilde kullanmalarıdır. - What is important is that they use their vote judiciously.

judiciously
sağgörülü şekilde
judiciously
yargıcı olarak
judiciously
sağduyulu şekilde
level-headed
sağgörülü
level-headed
dengeli
level-headed
sakin
level-headed
mantıklı
pragmatic
pratik
judiciously
akıllıca
pragmatic
{s} her şeye karışan
pragmatic
{s} bilgiçlik taslayan
pragmatic
pragmatic sanction hükümdar fermanı
pragmatic
{s} faydacı

Ben sadece faydacı davranıyorum. - I'm just being pragmatic.

pragmatic
(Tıp) Pragmatizm'le ilgili
pragmatic
{s} öğretici
pragmatic
{s} uygulamacı
pragmatic
(sıfat) pragmatik, uygulamacı, faydacı, işgüzar, her şeye karışan, bilgiçlik taslayan, dogmacı, eğitici, öğretici