It happened prior to my arrival.
- O, ben varmadan önce oldu.
It's always a good idea to arrive a few minutes early.
- Birkaç dakika erken varmak her zaman iyi bir fikir.
We must hurry if we want to arrive at the station on time.
- Biz, zamanında istasyona varmak istiyorsak acele etmeliyiz.
You have reached your destination.
- Varmak istediğiniz yere ulaştınız.
I want to reach the hotel before it gets dark.
- Hava kararmadan otele varmak istiyorum.
We have little money available for the research.
- Araştırma için mevcut az paramız var.
Is there any help available?
- İşe yarar bir yardım var mı?
There are few sites in the Tatar language on the Internet.
- İnternette Tatar dilinde çok az site vardır.
There is a clock on the wall.
- Duvarda bir saat var.
It took only about five minutes to get to my uncle's house from the station by car.
- Arabayla istasyondan amcamın evine varmak yaklaşık sadece beş dakika aldı.
How long does it take to get to Vienna on foot?
- Vienna'ya yürüyerek varmak ne kadar sürer?
Tom lost all his belongings.
- Tom tüm varlıklarını kaybetti.
Do you have time to help me?
- Bana yardımcı olmak için zamanın var mı?
Although the pressure of studying at the University of Cambridge is very high, many students still have time to go out and have fun.
- Cambridge Üniversitesi'nde öğrenim zorluğu çok yüksek olmasına rağmen, çok sayıda öğrencinin hâlâ dışarı çıkmak ve eğlenmek için zamanı var.
Sami left all of his possessions behind.
- Sami bütün varlıklarını geride bıraktı.
Compulsory military service exists in Turkey.
- Türkiye'de zorunlu askerlik vardır.
I do not believe that God exists.
- Allah'ın var olduğuna inanmıyorum.
Thinking about the universe always gives me an existential crisis.
- Evren hakkında düşünmek bende her zaman varoluşsal bir kriz yaratır.
Tom is having an existential crisis.
- Tom varoluşsal bir kriz geçiriyor.
His debts amount to $2,000.
- Onun borçları 2,000 dolara varmaktadır.
His debts amount to $2,000.
- Onun borçları 2,000 dolara varmaktadır.
There are few sites in the Tatar language on the Internet.
- İnternette Tatar dilinde çok az site vardır.
There are 40 pupils in this class.
- Bu sınıfta kırk öğrenci var.
There is a church at the back of my house.
- Evimin arkasında bir kilise var.
There is a book on the table.
- Masanın üzerinde bir kitap var.
Get in touch with me as soon as you arrive here.
- Buraya varır varmaz benimle temasa geç.
I'll get in touch with you as soon as I arrive.
- Varır varmaz seninle temas kuracağım.
You'd better hurry up if you want to get home before dark.
- Hava kararmadan önce eve varmak istiyorsan, acele etsen iyi olur.
I want to reach the hotel before it gets dark.
- Hava kararmadan otele varmak istiyorum.
We have to come to some agreement.
- Bir anlaşmaya varmak zorundayız.
There's someone in there.
- Orada içeride biri var.
Is there something in there?
- Orada bir şey var mı?
Excuse me, is there a toilet nearby?
- Affedersiniz, yakında bir tuvalet var mı?
Is there anything to drink in the refrigerator?
- Buzdolabında içilebilecek herhangi bir şey var mı?
I want to arrive at Kennedy Airport early in the afternoon.
- Öğleden sonra erken saatlerde Kennedy Havaalanına varmak istiyorum.
We must hurry if we want to arrive at the station on time.
- Biz, zamanında istasyona varmak istiyorsak acele etmeliyiz.
Fiyatlar değişken, o yüzden dükkân dükkân dolaşın.
- The prices are variable, so shop around.
C'deki değişken isimler büyük küçük harfe duyarlıdır.
- Variable names in C are case sensitive.