Is there a tour guide available?
- Müsait bir tur rehberi var mı?
We have little money available for the research.
- Araştırma için mevcut az paramız var.
There's a cat on the table.
- Masanın üzerinde bir kedi var.
There are few sites in the Tatar language on the Internet.
- İnternette Tatar dilinde çok az site vardır.
Tom lost all his belongings.
- Tom tüm varlıklarını kaybetti.
He needed more time to complete the task.
- Görevi tamamlamak için daha fazla zamana ihtiyacı vardı.
Although the pressure of studying at the University of Cambridge is very high, many students still have time to go out and have fun.
- Cambridge Üniversitesi'nde öğrenim zorluğu çok yüksek olmasına rağmen, çok sayıda öğrencinin hâlâ dışarı çıkmak ve eğlenmek için zamanı var.
Sami left all of his possessions behind.
- Sami bütün varlıklarını geride bıraktı.
Tom believes that life exists on other planets.
- Tom, diğer gezegenlerde yaşamın var olduğuna inanmaktadır.
I do not believe that God exists.
- Allah'ın var olduğuna inanmıyorum.
Tom is having an existential crisis.
- Tom varoluşsal bir kriz geçiriyor.
Thinking about the universe always gives me an existential crisis.
- Evren hakkında düşünmek bende her zaman varoluşsal bir kriz yaratır.
There are few bookstores in this area.
- Bu bölgede çok az kitapçı var.
There are 40 pupils in this class.
- Bu sınıfta kırk öğrenci var.
There is an apple on the table.
- Masanın üzerinde bir elma var.
There is a church at the back of my house.
- Evimin arkasında bir kilise var.
How did you get in? Do you have a key?
- İçeri nasıl girdin? Anahtarın var mı?
Get inside and lock your doors! Close your windows! There is something in the fog!
- İçeri gir ve kapılarını kilitle! Pencerelerini kapat! Sisin içinde bir şey var!
I have a right to be in there.
- Orada olmaya hakkım var.
There's somebody in there.
- Orada içeride biri var.
Is there an English-Japanese dictionary on the bookshelf?
- Kitaplıkta İngilizce-Japonca bir sözlük var mı?
Is there a flight in the afternoon?
- Öğleden sonra bir uçuş var mı?
Yarın biz yağış ihtimali olan değişken bir hava bekliyoruz.
- Tomorrow we expect variable weather with a likely chance of precipitation.
C'deki değişken isimler büyük küçük harfe duyarlıdır.
- Variable names in C are case sensitive.