uzmanlik

listen to the pronunciation of uzmanlik
التركية - الإنجليزية

تعريف uzmanlik في التركية الإنجليزية القاموس.

uzmanlık
speciality
uzmanlık
expertise

What is your area of expertise? - Uzmanlık alanınız nedir?

The game of chess requires much concentration and expertise. - Satranç oyunu fazla konsantrasyon ve uzmanlık gerektirir.

uzmanlık
being a specialist; specialty
uzmanlık
being an expert; expertise
uzmanlık
expertness
uzmanlık
expertise; specialization
uzmanlık
know how
uzmanlık
specialty

This is not my specialty. - Bu benim uzmanlık alanım değil.

Desserts are my specialty. - Çöller benim uzmanlık alanımdır.

uzmanlık
proficiency
uzmanlık
practice
uzmanlık
expertize
uzmanlık
province
uzmanlık
specialist
uzmanlık
specialize
uzmanlık
(Biyoloji) specialization
uzman
expert

Tom should consult an expert. - Tom bir uzmana danışmalı.

She is an expert typist. - O bir uzman daktilocu.

uzman
specialist

We regard Dr. Brown as the best heart specialist in the United States. - Biz Dr. Brown'ı Amerika Birleşik Devletleri'nde en iyi kalp uzmanı olarak görüyoruz.

I'm not a specialist. - Ben bir uzman değilim.

uzmanlık alanı
province
uzmanlık alanı
profession

I think that's an interesting profession. - Bence bu enteresan bir uzmanlık alanı.

uzmanlık alanımda değil
it's not within my province
uzmanlık dalı
province
uzmanlık gerektiren
specialistic
uzman
{i} authority

Tom is an authority on jazz. - Tom, cazda bir uzmandır.

Tom is an authority in his field. - Tom, alanında bir uzmandır.

uzman
expert, specialist, connoisseur, consultant, dab, pundit
uzman
professional

Is it a good idea to hire former hackers to work as security professionals? - Eski bilgisayar korsanlarını güvenlik uzmanı olarak çalıştırmak için kiralamak iyi bir fikir mi?

Professional translators quite often specialize in just one field, for example law or medicine. - Profesyonel çevirmenler çoğunlukla sadece tek bir alanda uzmanlaşırlar, örneğin hukuk ve tıp.

uzman
{i} adept
uzman
{i} don

Why don't we let Tom handle this matter? After all, he's the expert, right? - Neden Tom'un bu mesele ile ilgilenmesine izin vermiyoruz? Nede olsa, o uzman, değil mi?

Don't you trust the weathermen? - Meteoroloji uzmanlarına güvenmiyor musunuz?

uzman
{i} dabster
uzman
{i} oracle
teknik uzmanlık
(Bilgisayar) field engineering
uzman
consultant
uzman
well-versed
uzman
(Askeri) qualified
uzman
witness
uzman
judge

The judges haven't yet picked the best book. - Uzmanlar henüz en iyi kitabı seçmediler.

Tom certainly is a poor judge of character. - Tom kesinlikle kötü bir karakter uzmanı.

uzman
operator
uzman
dab
uzman
connoisseur
uzman
student
Uzman
perite
Uzman
maven
tıp uzmanlık sınavı
(Tıp, İlaç) medicine specialty exam
BM'ye bağlı uzmanlık kurumları
(Hukuk) UN specialised agencies
subay uzmanlık ek eğitimi
(Askeri) officer supplemental training
uzman
regular
uzman
(astsubay) technician
uzman
fiend
uzman
proficient

Which foreign language are you most proficient in? - En çok hangi yabancı dilde uzmanlaşmış bulunuyorsunuz?

Tom is a proficient marksman. - Tom uzman bir keskin nişancıdır.

uzman
(Hukuk) pundit
التركية - التركية

تعريف uzmanlik في التركية التركية القاموس.

uzmanlık
Uzman olma durumu, uzmanın görevi, mütehassıslık, ihtisas
Uzmanlık
mütehassıslık
Uzman
spesiyalist
Uzman
mütehassıs
uzman
Belli bir işte, belli bir konuda bilgi, görüş ve becerisi çok olan kimse, mütehassıs, kompetan
uzman
Belli bir işte, belli bir konuda bilgi, görüş ve becerisi çok olan kimse, mütehassıs, kompetan: "Biz de, işte para kazanmanın, iyi yaşamanın uzmanıyız dostum."- H. Taner
uzman
Belli bir işte bilgi, görüş ve becerisi çok olan kimse