I'll read a book while you're sleeping.
- Sen uyurken ben kitap okuyacağım.
A woman visited us while you were sleeping.
- Siz uyurken bir kadın bizi ziyaret etti.
I had my wallet stolen while I was asleep.
- Uyurken cüzdanımı çaldırdım.
A burglar broke in while he was asleep.
- O uyurken içeri bir hırsız girdi.
I only slept for three hours.
- Ben sadece üç saat uyudum.
That baby will have slept five hours by noon.
- O bebek öğleye kadar beş saat uyumuş olacak.
It seems that the children will have to sleep on the floor.
- Çocuklar yerde uyumak zorunda kalacaklar gibi.
You shouldn't sleep with a coal stove on because it releases a very toxic gas called carbon monoxide. Sleeping with a coal stove running may result in death.
- Kömür sobasıyla uyumamalısınız. Çünkü karbonmonoksit olarak adlandırılan çok zehirli bir gaz içerir. Kömür sobasıyla uyumak ölümle sonuçlanabilir.
I want to have a kip.
- Ben uyumak istiyorum.
I usually have a kip on Sundays.
- Pazar günleri genellikle uyurum.
He's sleeping like a baby.
- Bir bebek gibi uyuyor.
Robin looks very cute when he's sleeping.
- Robin uyurken çok sevimli görünüyor.
Tom couldn't get to sleep till after three last night.
- Tom dün gece üçten sonrasına kadar uyuyamadı.
Tom couldn't get to sleep last night.
- Tom dün gece uyuyamadı.