uygulanabilir

listen to the pronunciation of uygulanabilir
التركية - الإنجليزية
practicable
applicable

This law is applicable to all cases. - Bu yasa tüm durumlarda uygulanabilir.

feasible

Tom doesn't think Mary's plan is feasible. - Tom Mary'nin planının uygulanabilir olduğunu düşünmüyor.

Is this plan feasible? - Bu plan uygulanabilir mi?

workable
operable
(Hukuk) enforceable, feasible
feasible, practicable
enforceable
viable
applicable to
(Havacılık) effectivity
implementable
be applied
downtoearth
uygulanabilir eşitlik
(Hukuk) enforceable equivalence
uygulanabilir varış tarihi; kuvvet faaliyet planlayıcısı
(Askeri) feasible arrival date; force activity designator
uygulanabilir çözüm
(Askeri) viable settlement
uygula
{f} implement

The merger was implemented on a 50-50 ratio. - Birleşme %50-%50 oranla uygulandı.

Almost all implementations of virtual memory divide the virtual address space of an application program into pages; a page is a block of contiguous virtual memory addresses. - Hemen hemen tüm sanal bellek uygulamaları bir uygulama programının sanal adres alanını sayfalara böler; bir sayfa bitişik sanal bellek adreslerinden oluşan bir bloktur.

uygula
(Bilgisayar) apply onto
uygula
{f} practice

I agree with the ban in principle, but in practice it will be extremely difficult. - Ben prensip olarak yasağa katılıyorum fakat uygulamada oldukça zor olacak.

Communism is the system practiced in the Soviet Union. - Komünizm, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nde uygulanmış sistemdir.

uygula
apply

This rule doesn't apply to first-year students. - Bu kural birinci sınıf öğrencilerine uygulanmaz.

Apply two coats of the paint for a good finish. - İyi bir sonuç için iki tabaka boya uygula.

uygula
{f} applied

Science can be dangerous when applied carelessly. - Dikkatsizce uygulandığı zaman bilim tehlikeli olabilir.

She applied what she had learned in class to the experiment. - O, sınıfta öğrendiğini deneyde uyguladı.

uygula
{f} implementing
sözleşme hükümleri dışında uygulanabilir hukuk kuralları
(Hukuk) proper law, applicable law
uygula
apply to

This rule doesn't apply to first-year students. - Bu kural birinci sınıf öğrencilerine uygulanmaz.

The rule does not apply to his case. - Kural bu duruma uygulanamaz.