Bizimle her şey iyidir.
- Everything is well with us.
Tom her şeyin iyi gideceğinden oldukça emin.
- Tom is pretty sure everything will go well.
Tom'un hali vakti çok yerinde değil.
- Tom isn't very well off.
O yerinde harcanmış paraydı.
- That was money well spent.
Pekala, bunu sen yapmadıysan, öyleyse kim yaptı?
- Well, if you didn't do it, then who did?
Öyleyse, birisinin hatasını düzeltmekte geç kalmak diye bir şey yoktur.
- Well, there's no such thing as being too late to correct one's faults.
O, Japonya tarihine iyice aşina oldu.
- He got well acquainted with the history of Japan.
Tom ofiste olanların iyice farkında.
- Tom is well aware of what is going on at the office.
Onun ailesi tamamen çok iyidir.
- His family are all very well.
Tom sorunun tamamen farkındadır.
- Tom is well aware of the problem.
O bu işe başladığından beri oldukça iyi durumda.
- He has been well off since he started this job.
Tom hâlâ iyi durumda.
- Tom is still doing well.
Peki, hangi sporları seversin?
- Well, what sports do you like?
Peki, beni ikna ettiniz.
- Well, you've convinced me.