unmaßgeblich

listen to the pronunciation of unmaßgeblich
ألمانية - التركية
salähiyetsiz; meine -en Darlegungen maruzati acizanem; in -er Weise haddim olmayarak
الإنجليزية - التركية

تعريف unmaßgeblich في الإنجليزية التركية القاموس.

irrelevant
{s} ilgisiz

Fikriniz ilgisiz olmaya devam ediyor. - Your opinion continues to be irrelevant.

Neyin ilgisiz olduğuna karar vereceğim. - I'll decide what is irrelevant.

irrelevant
{s} alâkasız

Tom'un söylediği genellikle alakasız. - What Tom says is often irrelevant.

Bu detaylar alakasız. - These details are irrelevant.

irrelevant
{s} konu dışı

Düşündüğün şey konu dışı. - It is irrelevant what you think.

Tom'u sevip sevmemen konu dışı. - Whether you like Tom or not is irrelevant.

irrelevant
önemsiz

Başka her şey önemsiz. - Everything else is irrelevant.

irrelevant
ipe sapa gelmez
irrelevant
(Kanun) rabıtasız
irrelevant
(Dilbilim) bağıntısız
irrelevant
günün mühim konularıyle ilgisi olmayan
irrelevant
{s} yersiz
irrelevant
irrelevance konu dışı olma
irrelevant
{s} konu dışı; to ile ilgisi olmayan
irrelevant
irrelevancy konu dışı olan şey
irrelevant
irrelevantly konu ile ilgisi olmayarak
irrelevant
mevzu ile alâkası olmayan
irrelevant
sadet dışı
ألمانية - الإنجليزية
impertinent (to something)
… of no consequence
not relevant
non-authoritative
irrelevant
not authoritative