الإنجليزية - التركية
تعريف underlying water or body of water, for example in an aquifer or the deep ocean في الإنجليزية التركية القاموس.
- underwater
- sualtı
En sevdiğiniz sualtı düşmanı nedir?
-What's your favorite underwater enemy?
Bu akvaryumun bir sualtı tüneli var.
-This aquarium has an underwater tunnel.
- underwater
- {f} su altında
Tom bir nefeste su altında otuz metre yüzebileceğini iddia ediyor.
-Tom claims that he can swim thirty meters underwater on one breath.
Su altında nefes alabilmenin hayalini kurardım.
-I used to dream about being able to breathe underwater.
- underwater
- sualtında
Sualtında yüzebilir misin?
-Can you swim underwater?
Tom bir nefes aldı ve sonra sualtında yüzmeye başladı.
-Tom took a breath and then started swimming underwater.
- underwater
- {s} sualtındaki
- underwater
- {s} su altında olan/kullanılan, sualtı
- underwater
- su seviyesinin altında olan kısım
- underwater
- suyun altında
Suyun altında ağlamak mümkün mü?
-Is it possible to cry underwater?
- underwater
- geminin su hattından aşağıda olan
- underwater
- su altında olan veya kullanılan
- underwater
- su altında olan
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف underlying water or body of water, for example in an aquifer or the deep ocean في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- underwater
underlying water or body of water, for example in an aquifer or the deep ocean
الواصلة
un·der·ly·ing wa·ter or bo·dy of water, for ex·am·ple in an aq·ui·fer or the deep o·ceanالنطق
Resimler
السابق
المفضلات