Sen bir günde yaşlanmadın.
 - You haven't aged a day.
Bakım onu çabuk yaşlandırdı.
 - Care aged him quickly.
Fadıl, 76 yaşında doğal nedenlerden dolayı hapishanede öldü.
 - Fadil died in prison, aged 76, of natural causes.
O, on yedi yaşındadır.
 - She is aged seventeen.