O hıçkırarak ağlamaktan vazgeçmeyecek.
 - She won't stop sobbing.
Orada hıçkırarak ağlamakta olan bir kız çocuğuna rastladım.
 - I found that there was a little girl sobbing.
O, kayıp kız hıçkırıklar arasında adını söyledi.
 - Between sobs, that lost girl said her name.
O hıçkırarak ağlamaktan vazgeçmeyecek.
 - She won't stop sobbing.
Tom Mary'nin bitişik odada hıçkırarak ağladığını duyabiliyordu.
 - Tom could hear Mary sobbing in the next room.
Yatak odasına girerken, hıçkırmaya başladı.
 - On entering the bedroom, she started sobbing.