Derin kazmak zorunda kalacağız.
 - We're going to have to dig deep.
Daha derine kazmak zorundasın.
 - You have to dig deeper.
Tom küreklerden birini aldı ve kazmaya başladı.
 - Tom grabbed one of the shovels and started digging.
Çocuklar kumda çukur kazmayı severler.
 - Children love to dig in the sand.
Savaş tutuklusu kendini büyük bir onurla taşıdı.
 - The prisoner of war bore himself with great dignity.
Onlar çukur kazıyorlar.
 - They're digging a hole.
Köpek bir çukur kazıyordu.
 - The dog was digging a hole.
Kazı yapmak zor iştir.
 - Digging is hard work.
Kazı yapmak zor iştir.
 - Digging is hard work.