Ben çevrimiçi giysi satarım.
 - I sell clothing online.
O, eczanede ilaç satıyor.
 - She sells medicine in the pharmacy.
O oyuncak çok satılıyor.
 - That toy is selling like hot cakes.
Oyuncak satıcısı çok samimiydi.
 - The toy seller was very friendly.
Tom Japonya'yı ziyaret ettiğinde her yerde otomatik satış makinaları gördü.
 - Tom saw vending machines everywhere when he visited Japan.
Tom'un otomattan bir içecek satın almak için yeterli bozuk parası yoktu.
 - Tom didn't have enough change to buy a drink from the vending machine.