Derin kazmak zorunda kalacağız.
 - We're going to have to dig deep.
Bir aydır bir damla yağmur düşmedi. Bu yüzden bir kuyu kazmak zorunda kaldılar.
 - Not a drop of rain fell for a month, so they had to dig a well.
Çocuklar kumda çukur kazmayı severler.
 - Children love to dig in the sand.
Tom kazmaya devam etti.
 - Tom continued digging.
Savaş tutuklusu kendini büyük bir onurla taşıdı.
 - The prisoner of war bore himself with great dignity.
O, kendi mezarını kazıyor.
 - He is digging his own grave.
Köpek bir çukur kazıyordu.
 - The dog was digging a hole.
Kazı yapmak zor iştir.
 - Digging is hard work.
Kazı yapmak zor iştir.
 - Digging is hard work.