O Texas'a dönmek için Meksika başkentinden ayrıldı.
 - He left the Mexican capital to return to Texas.
Bir hafta içinde eve dönmek zorundayım.
 - I must return home within a week.
Bir araba iade etmek istiyorum.
 - I'd like to return a car.
Kitabı bugün kütüphaneye iade etmek zorundayım.
 - I have to return this book to the library today.
O onun aşkını geri çevirmedi.
 - He did not return her love.
Keşke iyiliğe karşılık verebilsem.
 - I only wish I could return the favor.
Tom karşılık olarak ne bekliyor?
 - What does Tom expect in return?