Evcil kuşlar özgürlüğü hayal eder. Vahşi kuşlar uçar!
- Tame birds dream of freedom. Wild birds fly!
Kuşlar o kadar evcil ki onlar sizin elinizden yiyecekler.
- The birds are so tame they will eat from your hand.
Kibar görünüşlü yaşlı adam kalktı ve elini bana verdi.
- The gentle-looking old man got up and gave his hand to me.
Sir Harold kibar bir İngiliz beyefendisi.
- Sir Harold is a fine English gentleman.
Tom sevgi dolu ve şefkatli bir beyefendi.
- Tom is a loving and caring gentleman.
O, kapıyı hafifçe itti.
- She gave the door a gentle push.
Tom, Mary'yi yavaşça itti.
- Tom gave Mary a gentle push.
Bir kurt evcilleştirilemez.
- A wolf cannot be tamed.
Bir kurtu evcilleştiremezsin.
- You cannot tame a wolf.
Yumuşak bir rüzgar esiyor.
- A gentle wind is blowing.
Onun sesi yumuşak ve kibardı.
- His voice was soft and gentle.
Yaşlandıkça, daha hoşgörülü oldu.
- As he grew older, he became gentler.
Ayı tamamen uysal ve ısırmaz.
- The bear is quite tame and doesn't bite.
Tanrılar kadınları erkekleri uysallaştırmaları için yarattı.
- Gods created women to tame men.
They have a tame wildcat.
The lion was quite tame.
This party is too tame for me.
He tamed the wild horse.
... One animal that gives any human who can tame it ...
... nomadic people in Central Asia learn to tame them for the first time. ...