O, uzun süredir onlara yazmadı.
- He hasn't written to them in a long time.
Delia'nın onlara allerjisi olduğu için bu yemek tarifinden fındıkları çıkarttım.
- I've left out the nuts in this recipe because Delia's allergic to them.
O bana göre altı yıl kıdemli.
- She is senior to me by six years.
Sen bana göre her şeysin.
- You are everything to me.
Mayuko'yu sana tanıtmama izin ver.
- Allow me to introduce Mayuko to you.
Bir kuş olsam, sana uçabilirim.
- If I were a bird, I would have been able to fly to you.
Tom bize yazacağını söyledi.
- Tom said he would write to us.
Avukat yeni yasayı bize açıkladı.
- The lawyer explained the new law to us.
Birlikte çalıştığım birinin yanında yaşıyorsun
- You live next to somebody I work with.
Bunu başka birine söyle.
- Tell it to somebody else.
Çek birine para ödeme yöntemidir.
- A check is a method of paying money to somebody.
Tom tanımadığı birinin yanında oturdu.
- Tom sat down next to someone he didn't know.
Ne yapılacağı size kalmış.
- What to do is up to you.
Bu iş için başvuruda bulunmak size kalmış.
- It is up to you to apply for the job.
Yara izini herhangi birine hiç gösterdin mi?
- Have you ever shown your scar to someone?
Amerika Birleşik Devletlerinde, hapşırdıklarında birine çok yaşa deriz.
- In the U.S., we say bless you to someone when they sneeze.
Tom hâlâ hayatta olsaydı bugün nasıl görünürdü?Aşağıdaki fotograf kullanımı, bunun bir cevabını bulmaya çalışıyor.
- How would Tom look today if he were still alive? The following photomanipulation attempts to find an answer to this.
Bunun için görünenden daha fazlası varsa, umarım bana söylersin.
- If there's more to this than meets the eye, I hope you'll tell me.
Ona söyleyecek hiçbir şeyim yok.
- I've got nothing to say to him.
Ona beş dolar ödedim.
- I paid five dollars to him.
Sonunda buna alışacağımdan oldukça eminim.
- I'm pretty sure I'll get used to this eventually.
O elbiseyi buna tercih ederim.
- I prefer that dress to this one.