Kartları dağıtmak için kimin sırası?
 - Whose turn is it to deal the cards?
Kartları dağıtmak için Tom'un sırası.
 - It's Tom's turn to deal the cards.
Tom bit pazarında birkaç iyi alışveriş buldu.
 - Tom found a few good deals at the flea market.
Ben iyi bir alışveriş yaptım.
 - I was dealt a good hand.
Ahmet is not going to deal with this situation/problem - Ahmet bu durumla/sorunla ilgilenmeyecek.
Yıllardır bu mağaza ile ilgilenmekteyim.
 - I've dealt with this store for years.
Tom'un o tür bir sorunla ilgilenmek için yeterli deneyimi yoktu.
 - Tom didn't have enough experience in dealing with that kind of problem.
Lütfen kartları dağıt.
 - Please deal the cards.
Tom ilaçları dağıtıyor.
 - Tom is dealing drugs.
Tüccar onun cehaletinden faydalandı ve resmi çok ucuz aldı.
 - The dealer took advantage of her ignorance and bought the picture very cheap.
Tom bir sanat tüccarı.
 - Tom is an art dealer.
Dan psikolojik savaşla başa çıkmayı çok iyi bilir.
 - Dan knows very well how to deal with psychological warfare.
Mobilya konusunda çok iyi anlaşmalarımız var.
 - We have great deals on furniture.
Tom bir mahkum edilmiş zehir taciri.
 - Tom is a convicted drug dealer.
Bu gece yapacak çok işim var.
 - I have a great deal to do tonight.
Bugün yapacak çok işim var.
 - I have a great deal to do today.
Elbise çok pahalı. Pazarlığı biraz cazip hale getiremez misin?
 - The dress is too expensive. Can't you sweeten the deal a little?
This club takes a dim view of members who deal drugs.