İşi insanları eğlendirmek olan ve şovlara katılan kişi bir eğlendiren kimsedir.
 - The man whose work it is to amuse people who attend a show is an entertainer.
Öğrenciler sıkılırlarsa kendilerini eğlendirmek için yollar bulurlar.
 - If the students are bored, they will find ways to entertain themselves.
Tom kesinlikle insanları nasıl eğlendireceğini biliyor.
 - Tom certainly knows how to entertain people.
Televizyon izleyicileri eğlendirmesinin yanı sıra onları aydınlatır.
 - Television enlightens the viewers as well as entertains them.