Linda Dan'ı onunla evlenmeye zorlamak için asılsız gebelik iddialarında bulundu.
 - Linda made false claims of pregnancy to force Dan to marry her.
Onu yapman için seni zorlamak istemiyorum.
 - I don't want to force you to do that.
İsyancı kuvvetler döğüşmek için hazırlandı.
 - Rebel forces prepared to fight.
Amerikan kuvvetleri geri çekildi.
 - American forces were withdrawn.
Durdurulamayan bir güç sabit bir cismi vurursa ne olur?
 - What happens when an unstoppable force hits an unmovable object?
Verdun Savaşında,Fransız güçleri bir Alman saldırısını durdurdu.
 - At the Battle of Verdun, French forces stopped a German attack.
Onlar geri yürürlükte olacak.
 - They will be back in force.
Bu kanun hâlâ yürürlükte mi?
 - Is that law still in force?
Adımı imzalamam için bana baskı yapıldı.
 - I was forced to sign my name.
Sebzelerini yemesi için ona baskı yaptı.
 - She forced him to eat his vegetables.
İkna genellikle zorlamaktan daha etkilidir.
 - Persuasion is often more effectual than force.