to make or become mad

listen to the pronunciation of to make or become mad
الإنجليزية - التركية

تعريف to make or become mad في الإنجليزية التركية القاموس.

mad
{s} delice, deli gibi. mad as a hatter/mad as zırdeli
mad
{s} kudurmuş
mad
{s} k.dili. çok kızmış, kudurmuş
mad
hasta

Tom hastaneye büyük bir bağış yaptı. - Tom made a big donation to the hospital.

O bugünkü sınava girmek istemedi, bu yüzden hasta olduğuna inandırdı, ve okula gitmedi. - He didn't want to take today's test, so he made believe that he was sick, and didn't go to school.

mad
kuduruk
mad
kaçık
mad
kırık

Hayır, sana kızgın değilim, sadece hayal kırıklığına uğradım. - No, I'm not mad at you, I'm just disappointed.

Kırık kapıya geçici bir onarım yaptım. - I made a temporary repair to the broken door.

mad
deli

O, müziği deli gibi seviyor. - He is mad about music.

O ya sarhoş ya da deli. - He is either drunk or mad.

mad
kızgın

Tom'un bana çok kızgın olmadığını umuyorum. - I hope Tom's not too mad at me.

Eşiniz size çok kızgın. - Your wife is mad at you.

mad
kuluduk
mad
{s} sinirli

Çok sinirliyken iyiyle kötüyü ayırmaya çalışmanın bir faydası yoktur. - It is no use trying to separate the sheep from the goats while in a state of madness.

Tom sinirli görünüyordu. - Tom looked like he was mad.

mad
mad about k
mad
{s} çılgın

Bir çılgınla benim aramdaki tek fark benim bir çılgın olmamamdır. - The only difference between me and a madman is that I'm not mad.

Tom Mary'ye çılgıncasına âşıktı. - Tom was madly in love with Mary.

mad
çıldırmış

O kadar üzgündü ki neredeyse çıldırmıştı. - He was so sad that he almost went mad.

mad
dengesini kaybetmiş
mad
kendinden geçmiş
mad
dili fazla istekli
mad
maksimum kullanılabilecek doz
الإنجليزية - الإنجليزية
{v} mad
{v} madden
to make or become mad

    الواصلة

    to make or be·come mad

    التركية النطق

    tı meyk ır bîkʌm mäd

    النطق

    /tə ˈmāk ər bəˈkəm ˈmad/ /tə ˈmeɪk ɜr bɪˈkʌm ˈmæd/
المفضلات