to make mad or furious; to madden

listen to the pronunciation of to make mad or furious; to madden
الإنجليزية - التركية

تعريف to make mad or furious; to madden في الإنجليزية التركية القاموس.

mad
{s} delice, deli gibi. mad as a hatter/mad as zırdeli
mad
{s} kudurmuş
mad
{s} k.dili. çok kızmış, kudurmuş
mad
hasta

O, kendisinin hasta olduğuna inandırdı. - She made believe that she was sick.

Tom hastaneye büyük bir bağış yaptı. - Tom made a big donation to the hospital.

mad
kuduruk
mad
kaçık
mad
kırık

Hayır, sana kızgın değilim, sadece hayal kırıklığına uğradım. - No, I'm not mad at you, I'm just disappointed.

Onun kalesi kırık camdan yapılmıştı. - His castle was made of broken glass.

mad
deli

O ya sarhoş ya da deli. - He is either drunk or mad.

Ultraviyole ışınlarının ani artışı araştırmacıları ozon deliklerinin varlığına inandırdı. - The sudden increase of ultraviolet rays made the researchers believe in the existence of ozone holes.

mad
kızgın

Niçin bana kızgınsın? - Why are you mad at me?

Tom'un bana çok kızgın olmadığını umuyorum. - I hope Tom's not too mad at me.

mad
kuluduk
mad
{s} sinirli

Hiçkimseye sinirli değilim. - I'm not mad at anybody.

Tom bana sinirli ama onu suçladığımı söyleyemem. - Tom is mad at me and I can't say I blame him.

mad
mad about k
mad
{s} çılgın

Bir çılgınla benim aramdaki tek fark benim bir çılgın olmamamdır. - The only difference between me and a madman is that I'm not mad.

Buz gibi suda yüzmeyi denemesi çılgınlıktı. - It was mad of him to try to swim in the icy water.

mad
çıldırmış

O kadar üzgündü ki neredeyse çıldırmıştı. - He was so sad that he almost went mad.

mad
dengesini kaybetmiş
mad
kendinden geçmiş
mad
dili fazla istekli
mad
maksimum kullanılabilecek doz
الإنجليزية - الإنجليزية
mad
To make mad
madden
To make mad
bemad