to legally take the ball away from an opposing player

listen to the pronunciation of to legally take the ball away from an opposing player
الإنجليزية - التركية

تعريف to legally take the ball away from an opposing player في الإنجليزية التركية القاموس.

steal
çalmak

Tom, Mary'yi biraz para çalmakla suçladı. - Tom accused Mary of stealing some money.

O çalmaktan suçludur. - He is guilty of stealing.

steal
hırsızlık yapmak
steal
hırsızlık

Ben bir çocuğun süpermarkette hırsızlık yaptığını görsem, ben onu yöneticiye rapor ederim. - If I saw a boy steal something in the supermarket, I would report him to the manager.

Hırsızlık yapacağıma açlıktan ölürüm. - I would rather starve to death than steal.

steal
çal

Kurabiyeleri çalarken belirlendi. - He was spotted stealing cookies.

Kasadan parayı çaldığı için çocuğu bağışladım. - I forgave the boy for stealing the money from the safe.

steal
{f} çaktırmadan yapmak
steal
{f} hırsızlama yapmak
steal
kaçırmak
steal
konuşma dili
steal
tırtıklamak
steal
süzülmek
steal
kelepir

Bu gerçek bir kelepir. - This is a real steal.

steal
gizlice hareket etmek
steal
çalıntı eşya
steal
kelepir eşya
steal
{f} gizlice koymak
steal
hırsızlık etmek
steal
(fiil) çalmak, aşırmak, hırsızlama yapmak, çaktırmadan yapmak, hırsızlık yapmak, gizlice koymak, sessizce hareket etmek
steal
{f} (bir şeyi) gizlice veya dikkati
steal
be
steal
{f} çalmak, aşırmak; hırsızlık etmek: He stole all the money. Paranın hepsini çaldı
الإنجليزية - الإنجليزية
steal
to legally take the ball away from an opposing player

    الواصلة

    to le·gal·ly take the Ball a·way from an opposing play·er

    التركية النطق

    tı ligıli teyk dhi bôl ıwey fırm ın ıpōzîng pleyır

    النطق

    /tə ˈlēgəlē ˈtāk ᴛʜē ˈbôl əˈwā fərm ən əˈpōzəɴɢ ˈplāər/ /tə ˈliːɡəliː ˈteɪk ðiː ˈbɔːl əˈweɪ fɜrm ən əˈpoʊzɪŋ ˈpleɪɜr/
المفضلات