O, adaleti engellemekle suçlanıyordu.
 - He was accused of obstruction of justice.
Kasaba su ikmali ağır yağışlar tarafından ciddi şekilde engellendi.
 - The town water supply was seriously obstructed by heavy rainfalls.
Onlar bizim planımızı engellediler.
 - They obstructed our plan.
O, adaleti engellemekle suçlanıyordu.
 - He was accused of obstruction of justice.
Kasaba su ikmali ağır yağışlar tarafından ciddi şekilde engellendi.
 - The town water supply was seriously obstructed by heavy rainfalls.