Bana içinde yağ olan metal kovayı ver.
 - Give me the metal bucket with the oil in it.
Bir şişe salata yağı aldım.
 - I bought a bottle of salad oil.
Salata; zeytinyağı, kızarmış ekmek parçaları ve fındık olmadan eksiktir.
 - The salad is incomplete without olive oil, croutons and nuts.
O, kirpiklerine niçin zeytinyağı uyguluyor?
 - Why does she apply olive oil on her lashes?
Japonya, petrol için Arap ülkelerine güvenir.
 - Japan relies on Arab countries for oil.
Tom'un şirketi petrol için sondaj yapıyor.
 - Tom's company is drilling for oil.
Gaz lambasının altı her zaman karanlıktır.
 - It is always dark beneath the oil lamp.
Kömür, doğal gaz ve petrol, milyonlarca yıl önce yaşamış bitki ve hayvanların kalıntılarıdır.
 - Coal, natural gas and oil are the remains of plants and animals that lived millions of years ago.
Karakalem çizimi yağlıboyadan daha kolay, ama ikisi de düşündüğümden daha zor.
 - Charcoal drawing is easier than oil painting, but both are harder than I thought.