Onu kontrol etmek için bir şirket kurdular.
 - They formed a company to control it.
Duygularımızı kontrol etmek bazen zordur.
 - It's sometimes difficult to control our feelings.
Su yasası bir kaynak olarak suya sahip olma, kontrolü ve kullanımı ile ilgili hukuk alanıdır.
 - Water law is the field of law dealing with the ownership, control, and use of water as a resource.
Enflasyon kontrolün dışına çıkıyor.
 - Inflation is getting out of control.
Hayatta bazı şeyler kontrol etme yeteneğimizin ötesindedir.
 - Some things in life are beyond our ability to control.
Kendinizi kontrol etmeye çalışın.
 - Try to control yourselves.
İnka İmparatorluğu yönetimi her şeyi kontrol etti.
 - The government of the Inca Empire controlled everything.
Tom beni denetimde bıraktı.
 - Tom left me in control.
Gerçekten denetimde misin?
 - Are you really in control?
Kaderi idare etmek isteyen asla barış bulamaz.
 - He who seeks to control fate shall never find peace.