Sıfatın ismiyle uyuşmak zorunda olduğunu unutma.
 - Don't forget that the adjective must agree with its noun.
Birlikte çalışmayı kabul ettiler.
 - They agreed to work together.
Projede birlikte çalışmayı kabul ettiler.
 - They agreed to work together on the project.
Onunla aynı fikirde olmak zorundayım.
 - I have to agree with him.
Onunla aynı fikirde olmak zorundayım.
 - I have to agree with her.
Ben genellikle ona katılıyorum.
 - I generally agree with her.
Ben onun fikrine katılıyorum.
 - I agree with his opinion.
Buradaki iklim bana iyi gelmiyor.
 - The climate here doesn't agree with me.
Bu iklim bana iyi gelmiyor.
 - This climate doesn't agree with me.
Amerikalıların çoğu Başkan Wilson ile mutabık kalmıştı.
 - Most Americans agreed with President Wilson.
Biz neredeyse hiçbir şeyde mutabık kalmayız.
 - We hardly ever agree on anything.
Bizim planımız için uygun musun?
 - Are you agreeable to our plan?
Onu başkan olarak seçmeyi uygun buldular.
 - They agreed to elect him as president.