Bu silah için bir ruhsatım var.
 - I have a permit for this gun.
Babam üniversiteye devam etmeme izin vermezdi.
 - My father would not permit me to go on to college.
Onların Kanada'ya geçmeleri için izin verilmedi.
 - They were not permitted to cross into Canada.
Tom'un bizim arka bahçede kamp yapmasına müsaade ettim.
 - I permitted Tom to camp in our backyard.