الإنجليزية - التركية
تعريف to conceal; also, to intervene in the line of في الإنجليزية التركية القاموس.
- mask
- {f} maskelemek
- mask
- maske
Hiç kimse onu bu maskeyle tanımaz.
-No one will recognize her in this mask.
Tom bir maske ve bir şnorkel aldı böylece o arkadaşlarıyla birlikte şnorkelle yüzmeye gidebildi.
-Tom bought a mask and a snorkel so he could go snorkeling with his friends.
- mask
- maske ile örtmek
- mask
- alalamak
- mask
- maskeleme
Tom maskeleme bandı rulosunu Mary'ye uzattı.
-Tom handed Mary the roll of masking tape.
Mary duygularını maskelemede iyi değildir.
-Mary is not good at masking her emotions.
- mask
- {f} maskele
Tom maskeleme bandı rulosunu Mary'ye uzattı.
-Tom handed Mary the roll of masking tape.
Su sporları için nerede maskeler alırım?
-Where do I get masks for water sports?
- mask
- saklamak
- mask
- {i} kamuflaj
- mask
- {f} gizlemek
Tom kimliğini gizlemek için bir maske takıyordu.
-Tom was wearing a mask to conceal his identity.
- mask
- yüz k
- mask
- maskeleme,v.maskele: n.maske
- mask
- {i} maskeli kimse
- mask
- köpek veya tilki başı
- mask
- {i} alçı yüz kalıbı
- mask
- bir bataryayı veya askeri harekâtı düşman gözünden saklamak için yapılan çeşitli tertipler
- mask
- (Tıp) Alçı veya balmumundan yapılmış yüz kalıbı
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف to conceal; also, to intervene in the line of في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- mask
to conceal; also, to intervene in the line of
الواصلة
to conceal; also, to in·ter·vene in the line ofالنطق
Resimler
السابق
المفضلات