to break down or rot

listen to the pronunciation of to break down or rot
الإنجليزية - التركية

تعريف to break down or rot في الإنجليزية التركية القاموس.

more
{s} daha fazla

Bir dörtlü, bir üçlüden bir üye daha fazladır. - A quartet has one more member than a trio.

Maskeler sarı kum tozunu,polenlerden dahada küçük,ne kadar iyi engelleyebilir?Sanırım o polenden oldukça daha fazla bir baş belasıdır. - Just how well can masks block the, even smaller than pollen, yellow sand dust? I think it much more of a nuisance than pollen.

more
daha

John Bill'den daha zeki. - John is more intelligent than Bill.

Onu tanıdıkça daha çok seversin. - The more you know about him, the more you like him.

more
(Bilgisayar) ayrıntılar
more
(Bilgisayar) tümü
more
(Bilgisayar) en çok
more
(Bilgisayar) başka

İnekler bu ülkede başka bir hayvandan daha faydalıdır. - Cows are more useful than any other animal in this country.

Tom tanıdığım başka herhangi birinden daha çok kitap okur. - Tom reads more books than anyone else I know.

more
(Bilgisayar) tüm

Tüm diller eşittir, ama İngilizce diğerlerinden daha eşittir. - All languages are equal, but English is more equal than the others.

Ateistlerin tüm dindar ve sosyalistlerden daha merhametli olduğunu biliyorum. - I know atheists that have more humanity than all these religious and these socialists.

more
-den daha çok
more
(Bilgisayar) tüm seçenekler
more
ziyade

Yarasa, bir kuş olmaktan ziyâde, bir sıçandır. - A bat is no more a bird than a rat is.

Doktor kırık parmağından ziyade Tom'un ayak bileği hakkında daha endişeli olduğunu söyledi. - The doctor said he was more concerned about Tom's ankle than his broken finger.

more
(Bilgisayar) ek bilgi
more
daha çok

Alçak gönüllülük çoğunlukla kibirden daha çok yükseltir. - Humility often gains more than pride.

Kahveyi çaydan daha çok seviyorum. - I like coffee much more than tea.

to break down
yıkmak için
more
neither more nor less ne fazla ne eksik
more
{s} daha: one more time bir kez daha. two more oranges iki
more
fazla bir şey

Size söyleyebileceğim daha fazla bir şey yok. - There's nothing more I can tell you.

İçecek daha fazla bir şey yok. - There's nothing more to drink.

more
tam o kadar
more
takriben
more
bir kat fazla
to break down
ruhen yıkılmak
الإنجليزية - الإنجليزية
more
to break down or rot

    الواصلة

    to break Down or rot

    التركية النطق

    tı breyk daun ır rät

    النطق

    /tə ˈbrāk ˈdoun ər ˈrät/ /tə ˈbreɪk ˈdaʊn ɜr ˈrɑːt/
المفضلات