Senin ayaklarını ıslatmaktan korkma.
 - Don't be afraid to get your feet wet.
Tom ayaklarını ıslatmaktan nefret eder.
 - Tom hates to get his feet wet.
Tom, masanın üstünü ıslak bir bez ile temizledi.
 - Tom cleaned the top of the table with a wet rag.
Bu tür ayakkabı ıslak zeminde kayma eğilimindedir.
 - This kind of shoe is apt to slip on wet ground.
Hava çok soğuk değildi, ama her zaman yağışlıydı.
 - It was not very cold, but it was always wet.
Hava kesin yağışlı olacak.
 - The weather is sure to be wet.
Hiç kimse kendi ellerini ıslatmadan başkasının gözyaşlarını kurulayamaz.
 - No one can dry another's tears without wetting his own hands.
İyi ki kimse ıslanmadı.
 - Luckily nobody got wet.