Bir yerde içki içmek için dışarı çıkmak ister misiniz?
- Would you like to go out to have a drink somewhere?
Dün dışarı çıkmak zorunda kaldım.
- I was obliged to go out yesterday.
Benimle flört etmek ister misin?
- Would you like to go out with me?
Şu anda dışarı gitmek tehlikeli.
- It's dangerous to go outside right now.
Tom'un köpeği dışarı gitmek istedi.
- Tom's dog wanted to go outside.
Televizyon seyretmek yerine, dışarıya çıkıp biraz temiz hava al.
- Go out and breathe some fresh air instead of watching TV.
Baba, dışarıya çıkıp oyun oynayabilir miyim?
- Daddy, may I go out and play?
Dışarıya çıkmak ve yiyecek bir şey almak ister misin?
- Do you want to go out and get something to eat?
İşten sonra bir içki için dışarıya çıkmak ister misin?
- Would you like to go out for a drink after work?
He thought Nehru jackets went out only in the late seventies.