Duyulmak için bağırmak zorunda kaldım.
- I had to shout in order to be heard.
Duyulmak için yeterince yüksek sesle konuşun.
- Speak loud enough to be heard.
John'dan başka hiç kimse onu duymadı.
- Nobody but John has heard of it.
Birinin bağırdığını duyduk.
- We heard somebody shout.
Duyulmak için yeterince yüksek sesle konuşun.
- Speak loud enough to be heard.
Tom duyulmak için bağırmak zorunda kaldı.
- Tom had to shout to be heard.
... ERIC SCHMIDT: Again, I've heard that. ...
... of heard you grow up. >>Taylor Swift: Yeah, I think it really has. ...