Gitmen için seni zorlamak istemiyorum.
 - I don't want to force you to go.
Linda, Dan'ı evliliğe zorlamak için hamile olduğunu iddia etti.
 - Linda claimed she was pregnant to force Dan into marriage.
Kaba kuvvet kullanırsan savaş başlatırsın.
 - Act too forcefully and you'll start a war.
Amerikan kuvvetleri geri çekildi.
 - American forces were withdrawn.
Japon güçleri Birmanya'ya yürüdü.
 - Japanese forces marched into Burma.
Japon askeri güçleri durdurmak için çok güçlü görünüyordu.
 - The Japanese military forces seemed too strong to stop.
Bu kanun hâlâ yürürlükte mi?
 - Is that law still in force?
Yasa artık yürürlükte değil.
 - The law is no longer in force.
Şimdiye kadar Amerika Birleşik Devletleri kendini dünyanın polisi olarak adlandırdı ve askeri güce dayanarak baskıya devam etmektedir.
 - Up till now the United States has called itself the world's police and continues suppression relying on military force.
Sebzelerini yemesi için ona baskı yaptı.
 - She forced him to eat his vegetables.
İkna genellikle zorlamaktan daha etkilidir.
 - Persuasion is often more effectual than force.