to act as the friend of; to favor; to countenance; to befriend

listen to the pronunciation of to act as the friend of; to favor; to countenance; to befriend
الإنجليزية - التركية

تعريف to act as the friend of; to favor; to countenance; to befriend في الإنجليزية التركية القاموس.

friend
dost

Benim en iyi dostum bir kitaptır. - My best friend is a book.

Gerçek dostluk paha biçilmezdir. - True friendship is priceless.

friend
{i} ahbap
friend
{i} arkadaş

Batman, Robin ile arkadaştır. - Batman is friends with Robin.

Beni seven bir arkadaşım var. - I have a friend who loves me.

friend
koruyan kimse
friend
have a friend at court mahkemede dayısı olmak
friend
{i} tanıdık

Onun birçok tanıdıklar ancak birkaç arkadaşı var. - He has many acquaintances but few friends.

O bir arkadaştan daha çok bir tanıdık. - She is more an acquaintance than a friend.

friend
can

Tom Mary'nin o kadar cana yakın olacağını ummuyordu. - Tom didn't expect Mary to be so friendly.

Adanın sakinleri cana yakındır. - The inhabitants of the island are friendly.

friend
ayaktaş
friend
yoldaş
friend
dostça davranmak
friend
Kuveykır mezhebine mensup kimse
friend
{i} destek

Bütün arkadaşları onun planını destekledi. - All his friends backed his plan.

Sevgili bir arkadaşım tarafından desteklendim. - I was aided by a dear friend.

friend
arkası olmak
friend
{i} yardımcı

Ona yardımcı olacak arkadaşı yoktu. - He had no friend to help him.

Arkadaş birbirlerine yardımcı olmalıdır. - Friends should help one another.

الإنجليزية - الإنجليزية
friend