الإنجليزية - التركية
تعريف to acknowledge; to admit; to concede في الإنجليزية التركية القاموس.
- confess
- itiraf etmek
O, itiraf etmek için zorlandı.
-She was forced to confess.
Aşık olduktan sonra en büyük sevinç birinin aşkını itiraf etmektir.
-The greatest joy after being in love is confessing one's love.
- confess
- {f} günah çıkarmak
- confess
- {f} söylemek
Yalan söylemek zorunda kaldığını itiraf etti.
-He confessed he had to lie.
- confess
- {f} günah çıkartmak
- confess
- {f} kabullenmek
- confess
- itiraf et
Sanık niçin itiraf etti?
-Why did the accused confess?
Şüpheli sonunda itiraf etmeye başladı.
-The suspect began to confess at last.
- confess
- günah çıkar/itiraf et
- confess
- teslim ederek
- confess
- şiir belli etmek
- confess
- doğrulamak teslim etmek
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف to acknowledge; to admit; to concede في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- confess
to acknowledge; to admit; to concede
الواصلة
to acknowledge; to admit; to con·cedeالنطق
Resimler
السابق
المفضلات