Adam boğulan kadına yardımcı olmak için daldı.
 - The man dived to the drowning woman's aid.
Mikroplar sadece bir mikroskop yardımıyla görülebilir.
 - Germs can only be seen with the aid of a microscope.
Kasırga mağdurları hükümetten mali yardım aldı.
 - Victims of the hurricane received financial aid from the government.
Aids'li insanlara yardım etmek amacıyla para toplamak için şarkıcılar birlikte şarkı söylediler.
 - The singers sang together in order to raise money to help people with AIDS.
Onun kaçmasına yardım ettiğim için tutuklandım.
 - I was arrested for aiding in his escape.
Sevgili bir arkadaşım tarafından desteklendim.
 - I was aided by a dear friend.
Onu kendi işinde destekledik.
 - We aided him in his business.
Sözlük dil öğrenmede önemli bir yardımcıdır.
 - A dictionary is an important aid in language learning.
Diktatörün tüm yardımcıları ile ilgili mutlak sadakatı vardı.
 - The dictator had the absolute loyalty of all his aides.
Aids'li insanlara yardım etmek amacıyla para toplamak için şarkıcılar birlikte şarkı söylediler.
 - The singers sang together in order to raise money to help people with AIDS.