time off which may be paid or unpaid

listen to the pronunciation of time off which may be paid or unpaid
الإنجليزية - التركية

تعريف time off which may be paid or unpaid في الإنجليزية التركية القاموس.

leave
ayrılmak

Tom binadan ayrılmak zorunda kalacak. - Tom will have to leave the building.

Ancak Lucy evinden ayrılmak üzereydi. - However, Lucy is about to leave her home.

leave
bırakmak

Bu paketleri kısa bir süreliğine bırakmak istiyorum. - I want to leave these packages for a while.

Dışarı çıkmadan önce kapıyı kilitlemeden bırakmak onun dikkatsizliğiydi. - It was careless of her to leave the door unlocked when she went out.

leave
izin

O az önce izinli gitti. - He's just gone on leave.

Tom Mary'nin erken ayrılması için izin verdi. - Tom allowed Mary to leave early.

leave
{f} bırakmak, terketmek
leave
bir yerde bırak
leave
{f} (taşıt) kalkmak
leave
{f} kalmak

Geride kalmak yerine terk etmeyi seçtim. - I chose to leave instead of staying behind.

Daha uzun süre kalmak istiyorum ama gitmek zorundayım. - I'd like stay longer, but I have to leave.

leave
sorumluluğuna bırakmak
leave
unutmak vazgeçmek
leave
yapraklanmak
leave
pozostawiać
leave
ayrıl,v.bırak: n.izin
leave
{f} vazgeçmek. leave a good/bad
leave
bakımına bırakmak
leave
{i} veda, ayrılma
leave
(isim) müsaade, izin, ruhsat; veda
leave
{f} yola çıkmak

Hemen yola çıkmak zorundayız. - We have to leave at once.

Acele et! Tren yola çıkmak üzere. - Hurry up! The train is about to leave.

leave
{i} veda

Vedalaşmadan gitmek istediğine emin misin? - Are you sure you want to leave without saying goodbye?

O ayrılmak üzereyken vedalaştı. - He said farewell as he was about to leave.

الإنجليزية - الإنجليزية
leave
time off which may be paid or unpaid

    الواصلة

    time off which May be paid or un·paid

    التركية النطق

    taym ôf hwîç mey bi peyd ır ınpeyd

    النطق

    /ˈtīm ˈôf ˈhwəʧ ˈmā bē ˈpād ər ənˈpād/ /ˈtaɪm ˈɔːf ˈhwɪʧ ˈmeɪ biː ˈpeɪd ɜr ənˈpeɪd/
المفضلات