O seyrek olarak kiliseye gider.
 - He rarely goes to church.
Nadiren radyo dinlerim.
 - I rarely listen to the radio.
Araraquara'da nadir bir Amerikan papağanı satın aldım.
 - I bought a rare macaw in Araraquara.
O seyrek olarak kiliseye gider.
 - He rarely goes to church.