the characteristic cry of a bird

listen to the pronunciation of the characteristic cry of a bird
الإنجليزية - التركية

تعريف the characteristic cry of a bird في الإنجليزية التركية القاموس.

call
düşünmek

Düşünmek için zamanım yoktu. Kanaate dayalı karar almak zorundaydım. - I didn't have time to think. I had to make a judgment call.

call
ad takmak
call
uğramak
call
demek

Sana arkadaşım demekten utanç duyuyorum. - I am ashamed to call you my friend.

Keşke bana Tom demekten vazgeçsen. - I wish you'd stop calling me Tom.

call
alısünle arama
birdcall
{i} kuş ıslığı
birdcall
{i} kuş ötüşü
birdcall
(isim) kuş ıslığı
call
{f} adlandırmak
call
bağırış
call
{f} telefonda konuşmak
call
{f} söylemek

Bir taraftan seni yemeğe davet etmek için, diğer taraftan sana oğlumun evleneceğini söylemek için seni aradım. - I called you, on the one hand to invite you out to eat, and on the other to tell you my son is going to get married.

Tom Mary'yi geç kalacağını söylemek için aramadığından dolayı azarladı. - Tom scolded Mary for not calling to say she'd be late.

call
ötüş ötme boru boru sesi
call
çağırma çağrı, çağırmak
call
çığlık
call
{i} telefon konuşması, konuşma
call
{i} ötüş
call
{f} ziyaret etmek

Her şeyden önce, Jim'i ziyaret etmek zorundayım. - First of all, I have to call on Jim.

Bir gün seni ziyaret etmek istiyorum. - I would like to call on you one of these days.

call
{f} 1. (out) seslenmek, çağırmak; bağırmak: Did you just call me? Bana demin seslendin mi? He called out for help. ''İmdat!'' diye bağırdı. 2
call
kapıdan uğrama
الإنجليزية - الإنجليزية
birdcall
call
the characteristic cry of a bird

    الواصلة

    the char·ac·ter·is·tic cry of a Bird

    التركية النطق

    dhi kerıktırîstîk kray ıv ı bırd

    النطق

    /ᴛʜē ˌkerəktərˈəstək ˈkrī əv ə ˈbərd/ /ðiː ˌkɛrəktɜrˈɪstɪk ˈkraɪ əv ə ˈbɜrd/
المفضلات