Ne güzel bir sürpriz!
 - What a lovely surprise!
O, gerçeği öğrendiğinde, ona büyük sürpriz oldu.
 - Great was her surprise when she knew the fact.
Burada ne yapıyorsun? diye şaşkınlıkla bana sordu.
 - What are you doing here? he asked me in surprise.
O, şaşkınlıkla bana baktı.
 - He looked at me in surprise.
Ordumuz kırallığa baskın yaptı.
 - Our army took the kingdom by surprise.
Bu beklenmedik bir sürpriz.
 - This is an unexpected surprise.
Ne beklenmedik bir sürpriz!
 - What an unexpected surprise!
Ona sürpriz yapmak istiyorum.
 - I want to surprise him.
Tom Mary'ye sürpriz yapmak istedi.
 - Tom wanted to surprise Mary.