Ben insanların önünde konuşmayı sevmiyorum.
 - I don't like talking in front of people.
Tom'un bu gece Mary ile konuşmayı canı istemiyor.
 - Tom doesn't feel like talking to Mary tonight.
Kiminle konuşuyordun?
 - Who were you talking with?
Kiminle konuşuyordun?
 - Who were you talking to?
Mary ile konuşan adam Tom'dur.
 - The man Mary is talking with is Tom.
Jim ile konuşan kız Mary'dir.
 - The girl talking with Jim is Mary.
Ne hakkında konuşuyorsun?
 - What're you talking about?
Kütüphanede konuşmaya izin verilmiyor.
 - Talking in the library is not allowed.
Yaptığın hakkında konuşarak ne kadar çok zaman harcarsan, onu o kadar az zamanda yapmak zorunda kalırsın.
 - The more time you spend talking about what you do, the less time you have to do it.
Arkadaşlarımızla konuşarak akşamı geçirdik.
 - We passed the evening away talking with our friends.