Buz üzerinde düşmek incitir.
 - Falling on ice hurts.
Neyse ki bir dalı tuttum ve düşmekten kurtuldum.
 - Luckily, I got hold of a branch and was saved from falling.
Onun düşmesini engellemek için onu tutmak zorunda kaldım.
 - I had to grab her to keep her from falling.
Yen yükseliyor dolar düşüyor.
 - The yen is rising and the dollar is falling.
Sonunda kendi kılıcı üzerine düşerek intihar etti.
 - He finally committed suicide by falling on his own sword.
Ben düşerek bir kaburgamı kırdım.
 - I broke a rib falling.
Düşen faiz oranları otomobil pazarını canlandırdı.
 - Falling interest rates have stimulated the automobile market.
Tom düşen kara baktı.
 - Tom looked at the snow falling.
Berlin duvarının düşüşü gerçekten önemli bir fırsattı.
 - The falling of the Berlin Wall was truly a momentous occasion.
Tom karın kar küresi içine düşüşüne baktı.
 - Tom looked at the snow falling inside the snow globe.