التركية - الإنجليزية
تعريف taarruzu في التركية الإنجليزية القاموس.
- taarruz
- charge
- taciz edici gaz taarruzu
- (Askeri) harassing attack
- tank taarruzu
- (Askeri) tank assault
- tank tarama taarruzu
- (Askeri) tank sweep
- gece taarruzu
- (Askeri) night attack
- kanat taarruzu
- flank attack
- pike taarruzu
- (Askeri) dive attack
- taarruz
- (Askeri) raid
- taarruz
- outrage
- taarruz
- aggression
- taarruz
- assault
- zehirli gaz taarruzu
- (Askeri) toxic attack
- Taarruz
- (Askeri) assailment
- cephe taarruzu
- frontal attack
- hava taarruzu alârmı
- air raid warning
- helikopter indirme taarruzu
- (Askeri) helicopter borne assault
- huzme taarruzu
- (Askeri) beam attack
- kanat taarruzu
- mil . flank attack
- taarruz
- attack, assault, aggression, charge saldırı
- taarruz
- (Hukuk) attack, assault, aggression
- taarruz
- offensive
- tespit taarruzu
- (Askeri) cantoning action
- zırhlı birlik taarruzu
- (Askeri) mechanized attack
- zırhlı tarama taarruzu
- (Askeri) armour sweep
- çabuk reaksiyon taarruzu
- (Askeri) quick reaction strike
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف taarruzu في التركية التركية القاموس.
- TAARRUZ
- (Osmanlı Dönemi) Bir şey veya bir kimse üzerine şiddetle saldırma. Çatma. Düşmana hücum etme. Sataşma. İlişme
- taarruz
- (Osmanlı Dönemi) sataşmak, ilişmek, saldırmak
- taarruz
- Saldırı
- yarma taarruzu
- İki yanı kapalı veya yanları kuşatma ve çevirmeye elverişsiz olan düşman birliğinin savunma düzenini, gedikler açarak parçalama amacı güden saldırı
المصطلحات ذات الصلة
taarruzu
الواصلة
ta·ar·ru·zuResimler
السابق
المفضلات