التركية - الإنجليزية
تعريف tıkacı في التركية الإنجليزية القاموس.
- tıkaç
- stopper
- Tıkaç
- (Tıp) obturator
- tıkaç
- {i} cork
- tıkaç
- {i} plug
- kulak tıkacı
- ear muffs
- tıkaç
- trap
- tıkaç
- trunnion
- tıkaç
- (İnşaat) sealant
- tıkaç
- (Denizbilim) cylinder
- tıkaç
- stop
- tıkaç
- earth
- tıkaç
- stopple
- tıkaç
- tap
- tıkaç
- bung
- tıkaç
- plugger
- tıkaç
- {i} stoppering
- burun tıkacı
- Nose clip: a clip to prevent water from entering the nose of a swimmer or diver
- tıkaç
- spigot
- Tıkaç
- (Tıp) thrombus
- ağız tıkacı
- gag
- boru tıkacı
- pipe plug
- boşaltma tıkacı
- drain plug
- enjeksiyon tıkacı
- grout seal
- tıkaç
- plug, stopper
- tıkaç
- gag
The bandits put a gag in his mouth.
-Haydutlar onun ağzına bir tıkaç koydu.
- tıkaç
- filler
- tıkaç
- packing
- tıkaç
- spill
- tıkaç
- wad
- tıkaç
- tampon
- tıkaç
- path. embolus
- tıkaç
- wadding
- tıkaç
- plug, stopper, bung, wad
- tıkaç
- packer
- tıkaç
- embolus
- vagina tıkacı
- (Arılık) valvefold
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف tıkacı في التركية التركية القاموس.
- Tıkaç
- tapa
- kulak tıkacı
- Çok şiddetli sesleri, gürültüleri hafifletmek için kulağın içine veya üzerine konulan araç
- tıkaç
- Herhangi bir şeyin delik veya ağzını tıkamaya yarayan nesne
- tıkaç
- Genellikle bir boru içine ya da bir elektrik çevrimine yerleştirilen ve bir geçiti denetlemeye yarayan gereç
المصطلحات ذات الصلة
tıkacı
الواصلة
tı·ka·cıResimler
السابق
المفضلات